“Hayal kırıklığı, karşılanmamış beklentilerdir.” Brene Brown Cesaret, kırılganlık, utanç ve empati üzerine araştırmalar yapan benim için bir ilham kaynağı olan araştırmacı Brene Brown yaptığı araştırma sonucunda hayal kırıklığını karşılanmamış beklentiler olarak tanımlanmıştır. Hayal kırıklığı ve beklentileri günlük hayatımızda aynı cümle içinde kullandığımızı çok duyarız. Bazen de şöyle bir cümle çıkar ağzımızdan “Hayal kırıklığı yaşamamak için beklenti içinde olmuyorum.” Hayal kırıklığı tecrübesini yaşamak zorlu olduğu için beklenti oluşturmamayı seçmeyi isteyebiliriz. Acaba beklenti oluşturmamak her zaman kontrolümüzde olan bir durum mu? Beklenti oluşturmanın kendi kontrolümüzde olduğu varsayımında olabiliriz. Bazen bunu kontrol edebilsek de edemediğimiz koşullarla da karşılaşabiliriz. Aslında beklenti oluşturmayacağım dediğimizde gerçekten oluşturmasak ne kadar kolay olurdu değil mi? “Benim zaten senden bir beklentim yok o yüzden hayal kırıklığı yaşamam” demek bizi duygusal olarak yaşayacağımız üzüntü durumundan korumak için kendimize söylediğimiz bir cümle olabilir. Bunun o duyguyla baş etmekten daha kolay olacağını düşünebiliriz. Ancak bu bilişsel olarak kendimize söylediğimiz bir başa çıkma durumu: beklentin yoksa hayal kırıklığın yok. Her seferinde duygularımız düşüncelerimizi dinliyor mu? Aslında dinlemeye çalışıyor olabilir çünkü orada takdire değer bir çaba var. Kendimize ve eski tecrübelerimize dönüp baktığımızda sizce bu çatışmayı kim kazanıyor? Benim gözlemime göre duygu bu çatışmayı sıkça kazanıyor ve istemsizce bir beklentiye giriyoruz. Ne kadar kendimizi uzak tutmaya çalışsak da kucağımızda yeni doğmuş bir beklenti bulabiliriz. Beklentilerimiz geçmiş tecrübelerimizden öğrendiklerimizle şekillenebilir ya da yaşadıklarımızı bir kategoriye koyma ihtiyacımızdan ortaya çıkabilir. Yaşadıklarımızı kategoriye koyunca da o kategori için önceden şekillendirmiş olduğumuz beklenti yeni durum için de geçerli olmaya başlayabiliyor. Ya da idealize ettiğimiz bir şeyin gerçekleşmemesinden dolayı da oluşmuş olabilir beklentimiz… Bu kadar iç çatışmanın içinde istemsizce bir beklenti geliştirdiğimizi düşünelim. Sonra ne olacak? İlk olarak bu beklentiyi istemsizce de olsa biz oluşturduk. Bunu fark edip bir sahiplenelim. Beklentimizi kabul edelim. Biz beklentimizle barışmadığımız sürece ve onu kabul etmediğimiz sürece bunun iletişimini de kuramayız. Beklentilerimizin iletişimini neden kurmalıyız? Bu sorusunun cevabını Brene Brown çok güzel açıklamış. Brene Brown, beklenti oluşturduğumuzda kafamızın içinde işlerin nasıl gideceğine ve gözükeceğine dair bir film çektiğimizi söylüyor. Bu film bazen o kadar detaylı oluyor ki başkalarının nasıl davranacağı, hissedeceği hatta tadacağı ve koklayacağını içeriyor. Kafamızdaki bu görsel sadece bizim bu filmde nasıl olacağımızı değil başkalarının da bu filme nasıl ve ne şekilde dahil olacağı ve bu filmde ne yapacağını anlatıyor. Bu da şu anlama geliyor, beklentilerimiz bizim kontrolümüz dışında olan durumlardan ve sonuçlardan oluşuyor. Başkalarının ne düşündüğü ne hissettiği ve nasıl tepki verecekleri gibi… Kafamızın içindeki film çok güzel ama oyuncular sahnelerini, repliklerini ve bu filmin bizim için önemini bilmiyor. Gerçek hayatta bu filmi oynatamadığımız zaman hayal kırıklığı yaşıyoruz. Bazen de bu hayal kırıklığı o kadar büyük oluyor ki beraberinde öfke ve incinme getiriyor. Beklentilerimizi söylemediğimiz zaman ilişki kurduğumuz kişiler bizim ne istediğimizi veya neye ihtiyacımız olduğunu bilmeyebilir. Ya da isteklerimizin ve ihtiyaçlarımızın bizim için önemini anlamayabilir. Karşımızdaki kişinin bizim ne istediğimizi, neye ihtiyacımız olduğunu ve bunun bizim için önemini bilmesi için beklentilerimizin iletişimini kurmalıyız. Beklentilerimizi söylememiz hayal kırıklığı yaşamayacağız anlamına gelmiyor. Hayal kırıklığının tanımının karşılanmamış beklentiler olduğundan bahsetmiştik. Bazen ilişkilerimizde beklentilerimizi söylememize rağmen beklentilerimiz karşılanmaz. İşte o zaman hayal kırıklığı yaşarız. Zaten amacımız hayal kırıklığı yaşamamak değil. Beklentilerimiz ile ilgili kontrolümüz olan şey beklentimizi söylemektir. Kontrolümüz olmayan yer ise başkalarının bu beklenti ile ne yapacağıdır. Kontrolümüz olmayan durumlarda da yaşadığımız hayal kırıklığını kabul etmemiz gerekir. Hayal kırıklığı yaşamayı kabul etmediğimiz durumlarda da ya ilişkimizi ya da beklentimizi gözden geçirmek seçeneklerimiz arasında olabilir. Uzm. Klinik Psikolog
Meltem Erenus
KAYNAKÇA
https://brenebrown.com/podcast/atlas-of-the-heart-a-sisters-book-club-part-2-of-3/
Commentaires