top of page

Erteleyici misiniz?

Yazarın fotoğrafı: Noa PsikolojiNoa Psikoloji

Kendinizi bir kitap karakteri olarak hayal edin, yazarın sizi Oblomov gibi düşünmeyi bile erteleyen bir karaktere dönüştürmesini ister miydiniz? Sanıyorum ki bu soruya olumlu bir cevap gelmeyecektir. O halde kalemi elinize alıp kendi hikayenizi şekillendirme vakti. 

Basitçe yapılması gerekenleri ileri bir zamana bırakmayı ifade eden erteleme, aslında hayatta her birimizin sergilediği bir davranış. Çoğu zaman olumsuz sonuçlar doğurmasıyla kafamızda da negatif bir yer edinen bu davranış biçimi aslında duygularımızı sağlıksız bir şekilde bastırmaya çalışmamız sonucu hayat buluyor. Stresten, korkularımızdan bilinçsizce erteleyerek kaçıyoruz. Kendimize yeterince güvenemediğimizde ya da başarısızlıktan korktuğumuzda, hayal kırıklığının kollarına düşmemek adına bilinçsizce geri çekiliyoruz. Bir düşünün, sizi korkutan, strese sokan bir durum söz konusuyken kaçınmak istediğiniz, zihninizi uzaklaştırmak adına kendinize yeni işler yarattığınız olmadı mı? 

Daha önce de bahsettiğim gibi aslında her birimiz hayatımızda bu davranışa başvuruyoruz. Belki asıl işimizi kenara bırakıp bulaşıkları yıkadığımızda, ufak bir rahatlama yaşıyoruz. Bu durumu değerlendirecek olursak, eğer görevlerinizi size zarar verecek bir noktada ertelemiyorsanız, aslında kendinizi telkin etmek ya da daha verimli olmak adına geri çekiyorsanız Oblomovluk size yarar bile sağlayabilir. Belki on dakikalık bir yürüyüş göreve daha hazır bir hale gelmeye, daha yaratıcı ve etkili olmaya sebep olacak. 

Asıl problem, erteleme davranışının size zarar vermeye başladığı noktada ortaya çıkar. Örneğin, sürekli ertelediğiniz için yazmanız gereken raporu bir türlü tamamlayamıyorsanız veya hastaneden randevu almanız gerekirken korkularınız yüzünden sağlığınızı tehlikeye atıyorsanız, artık bu erteleme davranışı kaçınılması gereken bir sorun haline gelmiştir. Üstelik bu, sadece fiziksel dünyamızı etkilemekle kalmaz; zihinsel dünyamızda da kendini göstermeye başlar. Kendimizi yetersiz görmeye, değerimizi sorgulamaya ve hatta içsel olarak kendimizi ezmeye başlayabiliriz. Bu süreç de kişi için oldukça yıpratıcıdır. 

Erteleme kronik hale geldiyse de yapılması gereken aslında düşüncelerimizi düzenlemek, mükemmeliyetçi kalıplardan uzaklaşarak kaçındığımız görevleri ufak parçalara bölmek ve harekete geçmektir. Unutmayın ki kimse sizden bir işi anında bitirmenizi ya da sürecin dosdoğru hiçbir problem olmadan ilerlemesini beklemiyor. Çoğu zaman siz kendinizi gerçekçi olmayan standartlarla ağır bir yükün altında bırakıyorsunuz. Hatasız ilerlemek ya da pürüzsüz bir yolda yürümek zorunda olmadığınızı hatırlayın. Eğer spora başlamak istiyorsanız mesela anında bir saat yürümek zorunda olmadığınızı, vücudunuzu alıştırmak adına beş dakikalık bir yürüyüşle başlayabileceğinizi zihninizde normalleştirin. Bir bebeği düşünün, yürümek için önce emeklemesi gerekmez mi? 

Şimdi kalemi elinize alın ve gri bir karakter oluşturun.Mükemmeli değil yeterince iyiyi hedefleyen; kendine baskı kurmayan bir karakter. Ertelemenin herkesin hayatında var olduğunu unutmayan kendisini erteleyici olarak etiketlemeyen. Her hikaye bölümlerden oluşur ve hiçbir şey bir anda olmaz, işte bu yüzden kendini suçlamak yerine kendini akışa bırakma zamanı.


Çağla Üregen

Comments


NOA Psikolojik Danışmanlık Merkezi

  • Instagram

Bağdat Caddesi

Adres: Bağdat Caddesi, Cemilpaşa Apt., No:310 D:7

Caddebostan/Kadıköy

İstanbul

Bağdat Caddesi - Caddebostan Psikolog

bottom of page